NEDEN OKUNMALI? AB verilen sözler ve sevkiyat miktarları konusunda Astrazeneca’yla kavga etmeyi sürdürsün, özellikle maddi güçleri kısıtlı olan Güney Yarımküre ülkelerinin yeterince aşı alamamak gibi çok daha büyük sorunları var. Köşe yazarları, küresel aşı adaletinin Avrupa’nın da çıkarına olduğunu gösteren nedenleri ve bunu sağlamak için alınması gereken önlemleri sıralıyor.

Okuma süresi: 3 dakika

AB verilen sözler ve sevkiyat miktarları konusunda Astrazeneca’yla kavga etmeyi sürdürsün, özellikle maddi güçleri kısıtlı olan Güney Yarımküre ülkelerinin yeterince aşı alamamak gibi çok daha büyük sorunları var. Köşe yazarları, küresel aşı adaletinin Avrupa’nın da çıkarına olduğunu gösteren nedenleri ve bunu sağlamak için alınması gereken önlemleri sıralıyor.

Dürtüsellikle Aşı Stoklamak Bizi İleriye Götürmez

Bütün dünya aşıya erişemediği sürece, kovid-19’u alt etmek mümkün değil, diyor Hırvatistan’dan Večernji List: “Tümüyle açgözlülüğün hakim olduğu, içinde bulunduğumuz bu Darwinci zamanlar, bir taraftan arz-talep dengesizliğinin, diğer taraftan aşının siyasi amaçlara alet edilmesinin doğrudan sonucu. (…) Boris Johnson’ın siyasi geleceği aşıya bağlı, keza Macaristan da aşı konusunda iç politik hesaplar peşinde. Ancak hemen zafer ilan etmek olanaksız, çünkü bütün dünya aşılanmadığı sürece, bazı bölgeler yeni mutasyonların yetiştirildiği laboratuvarlara dönüşecek. (…) Küresel bir sorunun, ulusal sınırlar içinde çözülebileceğini düşünmek yanıltıcı olur. Dürtüsel stokçuluğun yerini dayanışma ve sağduyu almadığı sürece bu tehlike bitmeyecek.”

Otokratlara Fırsat Vermeyin

İsveç’ten Dagens Nyheter, yoksul ülkelerde de herkesin aşılanmasının, zengin Batı için hayati bir çıkar olduğunu vurguluyor: “Virüsün hiçbir engelle karşılaşmadan kasıp kavurabildiği bölgeler genişledikçe, yeni mutasyon riski de artıyor. (…) Nihayetinde dikkate alınması gereken jeopolitik bir boyut da var. ABD, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Batı Avrupa ve Doğu Asya’nın önemli bir kısmının yeniden inşa sorumluluğunu üstlenmiş, onlar da Washington’a karşı iyi niyet göstererek, kapitalizme ve demokrasiye güvenmişlerdir. AB ve ABD bugün sorumluluk almazsa, Pekin ve Moskova bağımlılık yaratmak ve otoriter sistemlerinin imajını güçlendirmek için, aşı diplomasisindeki her boşluğu dolduracaktır.”

Patentleri Askıya Alın!

Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütünden Marcus Bachmann Die Presse’deki yazısında, pazar ekonomisinin ilkelerinden vazgeçilmesi çağrısı yapıyor: “Bir avuç şirkete bağımlı olmamamızın nedeni, ilaç endüstrisindeki şeffaf olmayan anlaşmalar ve patentlerdir. Tıbbın değil pazar ekonomisinin önceliklerine bakarak karar alan şirketler bunlar. (…)Korona virüsle mücadele edebilmek için fikri mülkiyetin, (mesela ilaç, aşı ve test patentlerinin) en azından pandemi bitene kadar askıya alınması şart. Hele aşıların vergi gelirleriyle desteklendiği düşünülürse, bu kaçınılmaz. Bu yapılırsa, jenerik aşıların seri üretimi acil ihtiyacı karşılayacaktır. Üstelik sadece Avrupa’da değil bütün dünyada.”

Yoksullara Yardım Et, İmajını Cilala

Londra’nın eline şu anda muazzam bir fırsat geçti, diyor The Daily Telegraph: “Büyük Britanya en büyük aşı üreticisi ve bütün dünyada hızlı ve etkin hareket edemeyenlere en büyük bağışları yapan ülke olma fırsatını değerlendirmeli. Vergi gelirleri böylece faydalı bir şey için cömertçe kullanılmış olur ve ülkeye büyük bir avantaj sağlar. Sayısız hayat kurtarılır, uluslararası kalkınma desteklenir ve Büyük Britanya’nın yurt dışındaki imajı güçlenir. Avrupa’nın ya da ABD’nin kuyruğu değil, herkesin çıkarını düşünen yenilikçi bir güç olarak algılanır. (…) Aşıların bir kısmını Avrupa’ya vermek Brüksel’le aramızdaki çatışmayı dindirebilir gerçi ama aşıya daha acil ihtiyacı olan başkaları var.”

Zengin Ülkeler, Tüm Nüfuslarını Yaklaşık Üç Kez Aşılamaya Yetecek Dozları Stokladılar

Uluslararası Af Örgütü, Frontline AIDS, Global Justice Now ve Oxfam gibi kuruluşların da dahil olduğu ve “Halk Aşısı” çağrısında bulunan oluşum, ülkeler arasında yapılan anlaşmaları ve önde gelen sekiz aşıyı analiz etmek için, Airfinity adlı bilimsel veri ve analiz şirketinin topladığı verileri değerlendirdi. Zengin ülkeler pandemiden çıkış yollarına doğru hızla ilerlerken, düşük ve düşük orta gelirli 67 ülkeninse, geride kalma riskiyle karşı karşıya olduğunu açıkladı. Bu 67 ülkeden beşinde (Kenya, Myanmar, Nijerya, Pakistan ve Ukrayna) toplamda 1,5 milyon vaka olduğunun altı çiziliyor.

Oxfam‘ın Sağlık Politikası Müdürü Anna Marriott: “Yaşadığı ülke ya da cebindeki para nedeniyle hiç kimsenin yaşamsal önemdeki bir aşıyı yaptırması engellenmemeli. Ancak bir şeyler acilen değişmedikçe, dünya çapında milyarlarca insan önümüzdeki yıllarda kovid-19 için güvenli ve etkili bir aşı alamayacak. “

Global Justice Now‘dan Heidi Chow: “Bir aşı üzerinde çalışan tüm ilaç şirketleri ve araştırma kurumları, yeterince güvenli ve etkili dozlar üretilebilmek için, aşılarının arkasındaki bilim, teknolojik bilgi birikimi ve fikri mülkiyeti paylaşmalı. Ayrıca hükümetler ilaç endüstrisinin, insanların hayatını kâr etme amacının önüne koymasını sağlamalı.”

Uluslararası Af ÖrgütüEkonomik ve Sosyal Adalet Başkanı Steve Cockburn: “Aşıların stoklanması, her yerde herkesin kovid-19’dan korunmasını sağlamak için gösterilen küresel çabaları aktif bir şekilde baltalıyor. Zengin ülkelerin, yalnızca aşılara başka yerlerde erişime zarar verebilecek eylemlerden kaçınmakla kalmayıp, aynı zamanda aşıya ihtiyaç duyan ülkelerle işbirliği yapmak ve yardım sağlamak gibi açık insan hakları yükümlülükleri var. Zengin ülkeler, dünyadaki aşı arzının büyük çoğunluğunu satın alarak, insan hakları yükümlülüklerini ihlal ediyor. Bunun yerine, bilgiyi paylaşmak ve arzı artırmak için başkalarıyla birlikte çalışarak, küresel kovid-19 krizine son verilmesine yardımcı olabilirler.”

[1] ç.n. Sağlık uzmanları, aktivistler, geçmiş ve şimdiki dünya liderleri, inanç liderleri ve ekonomistler “Halk Aşısı” için destek arıyor. Aralarında Cyril Ramaphosa, Imran Khan, Ellen Johnson Sirleaf, Gordon Brown, Helen Clark, Mary Robinson, Joseph Stiglitz, John Nkengasong veThomas Piketty gibi önemli isimler de var.


Derleme ve İngilizce’den çeviriler: Tanju Aşanel Düzeltme: Deniz Vural


Bir Yorum Yazın