Geçtiğimiz yıl 1 Mayısta yayınlamaya başladığımız yasonrası.com’da ilgi çeken yazı dizilerinden biri, müzik dünyasının önde gelen isimleriyle yaptığımız söyleşiler oldu. Pandeminin yoğun etkileri geçtiğimiz yıl belki de en çok müzik dünyasını sarstı. Geçtiğimiz yıl sorularımızı yanıtlayan değerli müzisyen, yapımcı ve aranjörlere bir yılın ardından yeni sorular yönelttik. Ayrıca bu yılki söyleşilerimize yeni isimler de katıldı.
Altıncı söyleşimizi tuşlu çalgılarda ülkemizin tanınmış müzisyenlerinden, besteci ve prodüktör Mert Topel’le gerçekleştirdik.
Tüm Dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de müzik dünyası için zor bir yıl geride kaldı. Aradan geçen bir yılda müzik adına neler yapabildiniz?
2020 tüm dünyanın içine düştüğü buhranı anlamaya çalıştığı, bu krizin ne kadar tehlikeli olduğunu ve hatta zaman zaman gerçek bile olup olmadığını sorguladığı bir yıl oldu. Bu stresli dönemde, çok izole olmamış hiçbir sanatçının şaheserler yaratabildiğini tahmin etmiyorum. Ben çalışmalarını küresel salgın öncesinde bitirdiğim solo albümüm Dreamcatcher‘ı yayımladım. Albüm yorgunluğunu atlatmakla geçirdiğim nekahet dönemi sonunda, üçüncü solo albüme yoğunlaşmış durumdayım.
Müzik dünyası yeterince birlik olabildi mi ve yardımlaşabildi mi?
Telif toplamak gibi standart bir uygulamada dahi birlik olamamış müzik dünyamız hakkında böyle naif beklentilere girmek anlamsız. Düşünün ki Müyorbir birliğe yeni ortaklar almamak adına, üye kabul kriterlerini gitgide zorlaşacak şekilde revize ediyor. Bu gün Hacı Arif Bey gelse, Müyorbir’e üye olamayacak. (Gülüyor) Paylaşmaya gelince, bu yüksek nitelikli bir erdem; bu tip ortamlarda, yüzünü bile göremezsiniz.
Yanıldığınız bir öngörünüz oldu mu?
Maalesef olmadı. Elli senelik bir geçmişten sonra, istikrarlı ülkemizde herhangi bir şeyin sizi şaşırtması çok zor.
Yüzden fazla müzisyen zor koşullar nedeniyle intihar etti. Müzisyenler sadece maddi değil, manevi destekten de mahrum kaldı diyebilir miyiz? Bununla ilgili önerileriniz var mı?
Geleceğimiz hakkında kesin olarak bildiğimiz tek şey öleceğimiz. Kaçışı olmayan bu sonu kendi koşullarında yaşamak isteyen herkese saygı duymakla beraber; müzisyen dostlarımızı bu tercihi kendileri için makul hale getirmiş koşullarda yaşattığı için, yöneticilerimiz ve toplumumuz adına utanç duyuyorum.
Şimdi neler yapmalıyız?
Artık biraz da “Her Türk sanatçı doğar” mottosunu benimsemeye ne dersiniz? Bari yeni nesillerimizi kurtaralım. Bir an evvel insana ve sanata saygı duyan yeni bir siyasi iklim yaratıp, safsatasız, yasaksız bir toplumda, bilinçli ve uygar insanlar olarak yaşamaya başlamalıyız. Yaşama sevincini kaybetmiş bir toplum ruhen ölmüş toplumdur.
Geleceğe dair yeni öngörüleriniz neler?
Küresel salgının sona ermesiyle canlı müzik performanslarının patlayacağı kuşkusuz. Dünya çapında her yerde bitmeyen turneler, dev festivaller, sabaha kadar uzayan performanslar olacaktır. Bu konuda çok iyimserim. Şimdilik sadece sabırlı olmak gerekiyor. Öte yandan, ticari maksatla kaydedilip insanlığa sunulmuş mevcut müzik günümüzde milyar saatlere uzadı, albüm prodüksiyon sektörü kendi kendisini boğdu. Nitelikli yeni müziklerin dinleyicisine ulaşma şansı mucizelere bağlı. Kimsenin kimseyi keşfedecek, inceleyecek, benimseyecek ne vakti ne de motivasyonu var. Biz müzisyenlere hala ilham veren altın devirler, Beatles’la başlayıp doksanlar ortasına kadar yaşanmış, bir daha tekrarı olmayacak masalsı bir dönem. Yine de yazıp çizeceğiz, müzik üreteceğiz ama beklentisiz bir şekilde. Şişe içinde denize atılmış mektuplar gibi.

Mert Topel
1970 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Mert Topel, küçük yaşta tuşlu çalgılara ilgi duyarak müzikle ilgilenmeye başladı. Lise yıllarında bestelerini icra etmek için kurduğu ilk gruplarıyla sahneye adım attı.
Konservatuar yıllarında profesyonel turne müzisyenliği yapmaya başlayarak dönemin yıldızları ile yurt içinde ve dünyada turneler yapmaya başladı. 2012 ye kadar süren bu süreçte en fazla öne çıkan isim, 14 yıl boyunca çalıştığı Tarkan oldu.
Bu dönemin ardından stüdyo çalışmalarına ağırlık vermeye başlayan Mert Topel, caz, elektronik müzik ve rock tarzında grup üyesi olarak Fenomen, Grizu, Control Voltage Project, Nemrud ve Sekans 4 gruplarında müzik üretti. 2017 yılında ilk solo albümü “Serendipity” yayımlandı. Ardından 2020 albümü “Dreamcatcher”ı dinleyicilere sundu.
Kenan Vural, Mor ve Ötesi, Gülden Gökşen, Gür Akad, Barış Bölükbaşı, Flört, Kıraç, Erhan Akhan, Saygun Arpalı, Ayşe Ersoy, Melih Güzel, Alper Maral, Cem Özkan gibi pek çok sanatçı ve grubun albümlerinde aranjör veya konuk müzisyen olarak yer aldı.
Mert Topel halen solo projeleri üzerinde çalışmakta ve Alper Maral ile kurdukları Control Voltage Project ile konserler vermektedir.