NEDEN İZLENMELİ? “Ulusların Düşüşü” ve “Dar Koridor” kitaplarıyla, tüm dünyada en çok okunan ekonomistlerden Prof. Dr. Daron Acemoğlu, Bilim Akademisi konferansında konuştu. “Kovid-19 sonrası Dünya Ekonomisi” başlıklı konuşmasında, salgın öncesinde de var olan demokrasi, eşitsizlik ve üretkenlik problemleri ışığında, salgın sonrası için dört seçenek olduğunu söyledi. Bunlardan üçünün kötü sonuçlanacağını söyleyen Acemoğlu, dördüncü seçeneğinse, kolay olmayacağını belirtti.
İzleme süresi: 1 saat 27 dakika
Salgın sonrası 4 seçenek
“Ulusların Düşüşü” ve “Dar Koridor” kitaplarıyla, tüm dünyada en çok okunan ekonomistlerden Prof. Dr. Daron Acemoğlu, Bilim Akademisi konferansında konuştu. “Kovid-19 sonrası Dünya Ekonomisi” başlıklı konuşmasında, salgın öncesinde de var olan demokrasi, eşitsizlik ve üretkenlik problemleri ışığında, salgın sonrası için dört seçenek olduğunu söyledi. Bunlardan üçünün kötü sonuçlanacağını söyleyen Acemoğlu, dördüncü seçeneğinse, kolay olmayacağını belirtti.
M.I.T. Profesörü Daron Acemoğlu, yaptığı sunumda şu tespitlere yer verdi:
- Demokrasinin bir krizden geçtiği doğru. Bunu en net olarak Türkiye’de görüyoruz. Türkiye’deki kurumların kalitesine bakalım. OECD verilerine göre, 2000’li yılların başında Türkiye’nin kurumsal açıdan iyileştiğini görüyoruz. Bu elbette, ekonomik reformların, yargı reformlarının çok hızlı yapıldığı, yolsuzlukların kontrol altına alındığı bir dönem. Ama 2008’den (hatta 2006’dan) sonra kurumların hepsi negatife gidiyorlar. Kurumlarda çok hızlı şekilde bir kötüleşme görüyorsunuz.
- Dünya Bankası raporuna göre, ekonomi konusundaki kararnamelerde ve yeni kurallarda, 2008’den sonra korkunç bir artış var. Beş yüzden dört bine kadar çıkıyor. Yani, devletin mikro bir şekilde, şu şirket bunu yapabilir, bu sektör bunu yapabilir gibi kararları var. Bunların büyük kısmı, daha keyfi ve denetlemeye tabi olmadan Cumhurbaşkanı, başbakanlık kararı ya da başka denetlemeye tabi olmayan kararnameler olduğunu görüyoruz.
- Türkiye’de sivil toplumun çok geri adım attığını görüyoruz. Medya özgürlükleri çok geriledi. Uluslararası Af Örgütü ve gazetecilik örgütlerine göre, son altı yıl içinde dünyada tutuklu olan gazetecilerin %30’u Türkiye’de. Medya özgürlüğünün azaldığı yerde, sivil toplumun zayıfladığını, demokrasinin çalışmadığını görüyoruz. Her yerde bir demokratik gerileme var ama Türkiye bunu en iyi özetleyen ülkelerden biri. Türkiye’de başka ülkelerden daha hızlı gerçekleşti bu gerileme.
- 2006’dan önce demokrasiye giden ülkeler daha fazla. 2006’dan sonra hemen hemen demokratik ilerlemeler duruyor. Birçok ülke de demokratik olarak geriye gidiyor. Birçok ülkede bugün aslında demokrasinin o kadar da önemli olmadığı demokratik hükümetlerin krize doğru yanıt vermediği, hatta Türkiye’de vurgulandığı gibi, tek adamlar ya da muhalefete daha fazla özveride bulunması gerekmeyen liderlerin daha iyi olduğu konusunda bir vurgu var.
- Son 60 yılda 150 ülke demokrasiye geçmiş. Bunların her birini sıfıra koyuyorum ve bunların demokrasiye geçtikten sonraki büyüme oranlarına bakıyorum. Demokrasiye geçtikten sonra hafif bir büyüme, ondan sonra çok hızlı bir büyüme var. 20 yıl içinde demokrasiye geçenler, demokrasi olmayan ülkelere göre %20 daha fazla büyümüş oluyorlar.
İlk üç seçenek kötü, dördüncüyse çok zor
Acemoğlu, salgın süresince daha da artan otomasyonu da göz önünde bulundurarak, dünyanın korona virüs sonrası ilerleyebileceği dört yol olduğunu söyledi. Bunlardan ilki korona virüs öncesi dünyaya geri dönmek. Acemoğlu bunun “trajik” olacağını söyledi. İkinci bir seçenekse, “yanlış dersler öğrenip Çin’i kopyalamaya çalışmak.”
Acemoğlu’na göre Çin’in ekonomik büyümesinin sebebi olarak otoriter ve yasakçı rejime işaret etmek yanlış olur çünkü Çin’in bürokratik verimliliği bu bağlamda önemli bir faktör. Acemoğlu, “Çin modeli taklit edilmeye çalışılırsa sadece yasaklar kısmı taklit edilebilir, büyüme sağlanamaz,” diye konuştu.
Acemoğlu’nun masaya koyduğu üçüncü bir seçenek Silikon Vadisi’ne, dev teknoloji şirketlerine daha fazla güç vermek oldu. Ancak bu yapıldığı takdirde, korona virüs salgını öncesi eşitsizlik ve üretimde verimsizliğe yol açan sorunların daha da büyüyeceğini söyleyen Acemoğlu, bu seçeneği de olumlu değerlendirmedi.
Çözüm yeni bir refah devleti
Acemoğlu dördüncü seçenek olarak “Welfare State 3.0” yani, yeni bir refah devletinden bahsetti; ve bu yeni anlayış kapsamında, devletlerin daha iyi düzenlemelere sahip olması gerektiğini söyledi. Daha iyi demokrasi ve daha iyi teknoloji sağlaması gerektiğini vurgulayan Acemoğlu bu ihtimali, “Zor ama imkânsız değil,” diyerek değerlendirdi. Devletin fazla güçlenmesi konusunda tarihsel endişelere dikkat çeken Acemoğlu, şöyle devam etti: “Burada devletin fazla güçlenip totalitaryen hale gelebileceği söylenir ama biz kitabımızda (“Dar Koridor”) buna karşı çıktık çünkü görüyoruz ki ekonomi ve toplumun en etken gelişimi, devlet ve toplumun güçlerinin denge içinde olması.”