NEDEN OKUNMALI? Birçok Avrupa ülkesinde 1 Eylül’de yeni ders yılı başladı. Çoğu insan bir buçuk yıl süren kapanmaların, uzaktan eğitimin, test ve maske zorunluluğunun ardından, her şeyin normale döneceğini ummuştu. Ama Delta varyantı özellikle aşı olmayan çocuklarda vaka sayılarını artırıyor. Köşe yazılarına bezginlik, çaresizlik ve daha büyük sorunların yaşanması endişesi hakim.
Okuma süresi: 5 dakika
Çocuklardan Yine Fazla Şey Bekleniyor
Bulgaristan yeni ders yılında genel maske zorunluluğu getirdi. Vaka sayısına göre her an yüz yüze eğitime ara verilmesi mümkün. Sega, çocukların yine yetişkinlerin hatalarının ceremesini çektiğini söylüyor:
“Öğretmenlerin aşılanmasına yönelik kampanyanın başarısız olması (aşılanan öğretmen oranı %20-30 arasında) ve önlemlerin yetersiz kalması, yeni ders yılında sınıflarda, geçen yıla oranla daha katı önlemler alınmasına neden olacak. Tabii o da okul zili çalarsa çünkü henüz bu da kesin değil. Çocuklar salgın yüzünden daha nelere katlanacak?”
Ağzına Kadar Dolu Sınıflar Başının Çaresine Bakacak
Küresel salgın sırasında yüz yüze eğitime neredeyse tamamen ara verilen Türkiye’de, pazartesi günü okullar açıldı. Eğitim sendikasından Feray Aytekin Aydoğan, Birgün gazetesindeki yazısında, devlet okullarıyla özel okullar arasındaki uçurumu eleştiriyor:
“Bizim gerçekliğimizse, 40-50-60 kişilik sınıflar, kalabalık okullar. Bir buçuk yıl süresince yeterli ek derslik sağlanmadı, yeterli öğretmen ataması yapılmadı. Bize bu koşullarda fiziki mesafeyi sağlamamız öneriliyor. (…) 23 Ağustos’ ta özel okullarda telafi eğitimi başladı. Salgında kamu okullarıyla özel okullar arasındaki eşitsizlik daha da derinleşti. Milyonlarca öğrencimizin ciddi öğrenme kayıpları var. Bizim öğretmenler kurullarında yaşadığımız, gördüğümüzse, MEB’in öğrenme kayıplarının karşılanmasına yönelik bir hazırlığı dahi olmaması.”
Öğrenciler Yeniden Geri Kalacak
Kurier, Avusturya’da yeni ders yılı için hazırlanan karantina planının yarım yamalak olduğunu söylüyor:
“Aşısız her çocuk (…) enfeksiyon görüldüğünde (…) her an karantinaya alınabilir. (…) Yani sağlıklı çocuklar 10-14 gün boyunca evde izole olacak, hastalanacak mıyım korkusu yaşayacak ve (umarız aşılanmış) ebeveynleri dışında kimseyi göremeyecekler. (…) Bunun yanı sıra okullar için hazırlanan plan, karantinadaki çocuklar için uzaktan eğitim öngörmüyor. Neden ki? Gerekli bütün sistem küresel salgın sırasında geliştirilmedi mi? Sınıflar neden tekrar çevrimdışı oldu?”
Toplumsal Ayrımcılık Daha Büyük Bir Sorun
Fransa’dan Le Monde, artık en büyük sorunun okullarda küresel salgınla mücadele olmadığını söylüyor:
“Bana nerede oturduğunu söyle, anne babanın ne kadar kazandığını, nerede doğduğunu söyle, sana okulda ne kadar iyi olacağını söyleyeyim. Yuvadan 12. sınıfa kadar 12,4 milyon öğrenci okula dönerken, küresel salgınla bağlantılı haklı endişeler ve okullarda yarattığı özel riskler, ulusal eğitim sisteminin süregelen sorunlarının, yani zengin ve yoksul çocuklar arasındaki toplumsal ayrımcılığın üzerini örtmemeli.”
Tuhaf Maske Kuralları
Letonya’da çocuklar bir buçuk yıllık uzaktan eğitimin ardından tekrar okula başlıyor. Aşı olmamış ya da henüz hastalığı geçirmemiş bütün çocuklar haftada bir kovid testi yaptırmak ve maske takmak zorunda. Neatkarīgā bunu doğru bulmuyor:
“Sağlık bilgileri eskiden gizli kalması gereken hassas bir konuydu. Bugün bu ilke artık sadece kâğıt üzerinde geçerli. ‘Sertifikalı’ öğrenciler sınıfta maskesiz otururken, diğerleri ya da çoğunluk maske takmak zorunda. Böylece herkesin statüsü açıkça görülecek. Çocukları kutuplaştırmamak için okul müdürlükleri tüm öğrencilerin maske takmasına karar vermekte serbest bırakılıyor. Ancak o zaman da aşılılar haklı olarak, neden bu yükü taşımak zorunda olduklarını soracaktır.”
Hava Temizleme Cihazları Hâlâ Yok
Gazeteci Gudula Walterskirchen Die Presse‘de yayımlanan açık mektubunda, Avusturya Eğitim Bakanı’nı suçluyor:
“Bir mekânın havasını sadece pencere açmaktan çok daha iyi havalandırmak ve virüslerden arındırmak mümkün. (…) Almanya’da hava temizleme cihazlarının takılmasına çoktan başlandı.(…) Sizse Sayın Bakan, bir gazetecinin sorusu üzerine, bunun okullar için çok pahalı olacağını söylediniz. (…) Bu yüzden kimi müdürler kendileri harekete geçti ve okullarına hava temizleyici taktırdı. Bakanlığınızdan destek gelmemesine alışkınlar zaten. Bu okulların yöneticilerinden kırık not aldınız çünkü bütün sınıflar için hava filtreleme cihazı tedarik etmek için bakanlığınızın bir buçuk yıl vakti vardı.”
Şimdi Bulaş Sırası Çocuklar ve Gençlerde
Britanya’daki okullarda yeni bir bulaş dalgası yaşanması kaçınılmaz, diyen The Spectator hükümete, buna göz yummasını öneriyor:
“Yetişkinlerin çoğu aşılı, hastaneye yatış ve ölüm oranları da düşük olduğuna göre aşı programından önceki kısıtlamalara devam etmenin hiçbir haklı gerekçesi yok. (…) Üstelik İsrail’de geçen hafta yayımlanan bir araştırma, enfeksiyon geçirip edinilen doğal bağışıklığın aşının sağladığı bağışıklıktan daha uzun süreli olduğunu söylüyor. Bu da virüsün okullarda, ebeveynler ve büyükanne ve büyükbabaların bağışıklığının düşeceği kış aylarındansa, şimdi yayılmasının daha iyi olacağını gösteriyor.”
Kısıtlardan Vazgeçmek İğneyle Kuyu Kazmak Demek
Irish Times, okullar da dahil olmak üzere mevcut kovid kısıtlamalarının gevşetileceğini açıklayan İrlanda hükümetinin bunu nasıl yapacağını soruyor:
“Madem ki okullar 12 yaş altı çocuklar aşılanmadığı için en zayıf halka, madem ki öncelik okulların açık kalması, çocukları korumaya yönelik test ya da gözlem gibi hangi ek tedbirler alınmalı? Toplumsal kısıtlamalar açık, doğrudan ve basit siyasi araçlar. Ama kovid 19’u kontrol altında tutarken bir taraftan da normal hayatın yeniden başlamasını sağlamak çok daha karmaşık ve zorlu bir iş olacaktır.”
Dünyanın En Uygun Eğitim Sistemi
İletişim bilimci Mantas Martišius Delfi‘deki yazısında, Litvanya’nın eğitim sisteminde büyük bir fırsat kaçırdığını söylüyor:
“Eğitim bakanlığı gücünü kullanıp ülkenin en iyi öğretmenlerinin uzaktan eğitimle ders vermesini sağlayabilirdi. Tek bir öğretmen bilgisayar üzerinden dijital olarak yüzlerce çocuğa ders verebilirdi. 20 kişilik küçük sınıflara sıkışıp kalmakta ısrar etmek şart değil. Üstelik küçük sınıflar daha iyi öğrenmenin garantisi de değil. Uzaktan eğitim yeni fırsatlar yarattı; ama görünen o ki bir buçuk yıllık kapanma sırasında bu olanağı efektif ve verimli şekilde kullanamadık.”