NEDEN OKUNMALI? Pandemi kısıtlamaları ve sonrasındaki normalleşme süreci ilişkilerin gidişatına önemli etkilerde bulundu. Deakin Üniversitesi Sosyal Psikoloji bölümü öğretim üyesi Doç.Dr. Gery Karantzas, kısıtlamaların ilişkilerde yarattığı sorunlar ve çözümleri üzerine yazdı.
Okuma süresi: 7 dakika
Karantinada yaşam, birçok ilişkide zorluklar yarattı. Ancak kısıtlamalar artmaya devam ettikçe, “normale” geçişi müzakere etmek de çiftler için zor olabilir.
Peki, bu tür zamanlarda ilişkilerin nasıl gittiğini etkileyen anahtar faktörler nelerdir?
Bunu cevaplamak için, “güvenlik açığı stres uyarlama modeli” adı verilen, ilişki biliminde önemli bir modelden yararlanacağım.
Üç önemli faktör
Adından da anlaşılacağı gibi model, ilişki sonuçlarını etkileyen üç önemli faktör öneriyor: güvenlik açıkları, stres faktörleri ve uyarlamalar.
Güvenlik açıkları, bir kişinin kalıcı ve tatmin edici ilişkiler sürdürmesini zorlaştıran her türlü faktördür. Güvenlik açıkları arasında zihinsel sağlık sorunları, kişilik özellikleri (nevrotiklik gibi), geçmişteki kötü ilişkiler, bağımlılık ve benzeri sayılabilir.
Stres faktörleri, ilişkinin dışındaki yaşam olaylarına ve deneyimlere meydan okur. Ancak bu durum, insanları kalıcı ve tatmin edici bir bağ sürdürmeye zorlar; bunlar arasında, mali sıkıntı, iş stresi, geniş aile veya arkadaşlarla zor ilişkiler sayılabilir.
Uyarlamalar, çiftlerin zorlu koşullarla etkin bir şekilde başa çıkma ve bunlara uyum sağlama becerilerini yansıtır. Uyarlamalar, bir çiftin eğlence ya da mizah anlayışını, çatışmayı ele alma ve sorunları çözmenin yapıcı yollarını ve birbirini desteklemeyi içerebilir.
Stres ve kırılganlıklar, eleştiri ve duyarsızlık gibi olumsuz ilişki davranışlarını artırır ve sonuç olarak memnuniyetsizlik ve ilişkinin bozulması gibi olumsuz ilişki sonuçlarının artmasına neden olur.
Öte yandan uyarlamalar, stresin etkilerini tamponlar ve ilişkiden memnuniyetsizlik ve ilişkinin bozulma riskini azaltırlar.

Bu modeli kovid-19’a uyarlarsak
Pandemi sırasında uygulanan sosyal mesafe kuralları sonucu, çiftlerin birlikte, genellikle yakın çevrelerde uzun zaman geçirdiğini gördük.
Dünyanın dört bir yanından gelen haberler, bize bazı çiftlerin duruma iyi uyum sağlayamadığını gösteriyor. Çin, boşanma davası açan evli çift sayısında artış olduğunu bildirdi. Endişe verici bir şekilde, aile içi istismar vakaları da artmış olabilir.
Uzun süren yakın temas, özellikle mevcut kişisel sorunları olan kişiler için olumsuz ilişki davranışlarını ve memnuniyetsizliğini yoğunlaştıran bir stres unsuru haline gelmiş olabilir.
Evden çalışma ve uzaktan eğitimi denetleme gibi sosyal mesafe kurallarıyla ilişkili değişiklikler, ek stres faktörleridir. Bunların da bazı çiftler için kişisel güvenlik açıklarını ve yıkıcı ilişki davranışlarını artırdığı düşünülüyor.
Birliktelikleri hassas durumdaki bazı çiftler, sosyal izolasyon ve diğer kovid-19’la ilgili stres faktörlerinin düşürülmesi veya stresi en aza indirmek için destek almak koşuluyla ilişkilerini sabit tutabilir.
Bununla birlikte, aynı çiftlerde stres faktörleri artarsa (örneğin, partnerin biri aniden işini kaybederse) veya destekler ortadan kalkarsa (örneğin, arkadaşlardan veya aileden) sorunlar ortaya çıkabilir.
Benzer şekilde, ilişkilerinde çok faal çiftler, sosyal kısıtlama ve diğer kovid-19 zorluklarıyla başa çıkabilir. Ancak, stres faktörleri çok büyük olursa, ilişki memnuniyetinde düşüşler yaşamaları mümkün.

İdeal olan nedir?
Sevgi dolu ve destekleyici ilişkilerdeki insanlar, sosyal mesafe kurallarının (pandemiyle ilgili olsun ya da olmasın) ve diğer zorunlulukların uygulanmasıyla ve gevşemesiyle daha etkili bir şekilde başa çıkacaktır.
Bunlar tipik olarak, sorunları çözmek için birlikte çalışarak, birbirlerinin bakış açılarını üstlenerek ve diğeri stres altındayken hassas bir şekilde tepki vererek, yapıcı bir şekilde çatışmayla uğraşan çiftlerdir.
Bu, bu çiftlerin asla tartışmadıkları ve bazen birbirleri hakkında hayal kırıklığına uğramadıkları anlamına gelmez. Ancak, birbirleriyle iletişim kurma ve destekleme biçimleri, bu çiftlerin geleceğinin daha iyi olduğu anlamına geliyor.
İhtiyacınız olursa yardım var
Bazı çiftler, iletişim becerilerini ve çatışmayı yapıcı bir şekilde nasıl yöneteceklerini öğreten ilişki eğitimi programlarından yararlanabilirler.
Daha yoğun destek gerektiren çiftler için, “çift terapisi” etkili olabilir.

Çevrimiçi seçenekler de mevcut
İlişkinin kendisi üzerinde çalışmanın yanı sıra, stres faktörlerinin hafifletilmesi de ilişkiye yardımcı olabilir.
Araştırmalar, ekonomik sıkıntı veya konut istikrarsızlığı gibi stresli durumlar yaşayan çiftler ve aileler için, onlara mali yardımın, iş bulma programlarının ve uygun fiyatlı konut sağlamanın, ilişki memnuniyetini artırabileceğini göstermiştir.
Umarım, JobKeeper (ç.n.: Avustralya hükümetinin kovid-19 destek programı) gibi hükümetin uyguladığı bazı önlemler, çiftler için stresi azaltmıştır.
Sosyal mesafeli kısıtlamaların hafifletilmesi, bazı çiftlerde stresi önemli ölçüde azaltarak pandemi sırasında ortaya çıkan “ilişki çatlaklarını” da azaltabilir.
Yeniden ortaya çıkarlarsa, bu çatlakları tamir etmeniz gerekebilir ancak korona virüsle ilişkili stres faktörlerindeki azalmalar, geçici ilişki problemlerinin ortadan kalkmasını da beraberinde getirebilir.

Normale dönüş tüm ilişkilerin cevabı olmayacak
Ne yazık ki bazı çiftler için kısıtlamaların hafifletilmesi, ilişki çatışmalarını ve memnuniyetsizliğini artırabilir.
Örneğin, bir kişinin sağlık kaygıları varsa ve diğeri son derece rahatsa, sosyal toplantılar gibi durumlarda nasıl davranılacağı konusunda, çok farklı tutumlar sergileyebilirler.
Bu farklılıklar sonucu, özellikle bir çiftin her iki üyesi de çatışmaya yıkıcı yollarla yanıt verirse, memnuniyetsizliği ve ilişki zorluklarını artırabilecek bir sorun yaratılmış olacaktır.
Dolayısıyla, sosyal kısıtlamaların hafifletilmesi, herkes için aynı sonuçlara neden olmayabilir. Bu sonuçlar kısmen, bir çiftin mevcut güvenlik açıklarına ve çatışmaları ele alma ve birbirlerini destekleme yollarına bağlıdır.
