NEDEN OKUNMALI? 21. Yüzyılda hızla gelişen ve günden güne insan işgücünün yerini almaya başlayan makinelerin, insanların en büyük sorunlarından olan “ırk ve cinsiyet ayrımcılığı”nı ortadan kaldırabileceği konusunda yapılan araştırmalar üzerinden Forbes’da yayınlanan bu yazı, yakın gelecekte daha yoğun tartışacağımız bazı konuların habercisi.
Okuma süresi: 5 dakika
Robotlar, süpermarketlerde kasiyer olarak hizmet vererek ve arabalarımızı imal ederek, çalışma alanlarının olağan bir parçası haline geliyor. Son zamanlarda, araba kullanmak ve hislerimizi algılamak gibi daha zor görevleri başarmaya başladılar. Tahminlere göre, bugün insanların yaptığı işlerin yarısını, 35 yıl sonra makineler yapacak. Ama insanlar tarafından yapılan işlerin robotlara geçmiş olmasından bir umut ışığı da doğabilir. Yeni araştırmalar, iş hayatına giren robotların, ırkçılığın ve bazı önyargıların azalmasında etkili olabileceğini öne sürüyor.
American Psychologist dergisinin araştırmasına göre, sadece robot işçiler hakkında düşünmek bile, insanları diğer insan gruplarıyla sandıklarından daha fazla ortak yanları olduğunu düşünmeye itiyor. Araştırmaya katılanların robot işçiler hakkında bilinçlenmeleri arttıkça , göçmenlere ve kendilerinden farklı din gruplarına mensup ve farklı cinsel yönelimlere sahip insanlara karşı daha kabul edici bir tutum sergilediği tespit edildi.
Aslında robotlar, insan dışında bir grubun varlığını vurgulayarak ön yargıyı azaltıyor. Araştırmanın başındaki Joshua Conrad Jackson ve Kurt Gray durumu şöyle özetliyor: “İnsanlar ve robotlar arasındaki büyük farklılıklar, insanların kendi içlerindeki farklılıkları normalde olduğundan daha küçükmüş gibi gösterebiliyor. Hıristiyanlar ve Müslümanlar farklı inançlara sahipler ama en azından iki grup da et ve kemikten oluşuyorlar; Latinler ve Asyalılar farklı yemekleri tüketebilirler ama en azından yemek yiyorlar.” İnsanları ırk veya dini inançlara dayanarak kategorize etmek yerine robotları düşünmek, araştırmaya katılanların, bütün insanları tek bir insan kategorisi olarak görmelerine yol açıyor.
Robotlar, ayrımcılık kaynaklı maaş farklılıklarını engelliyor.
En önemlisi, robot farkındalığı, insanların sadece davranışlarını değiştirmiyor, tutumlarını da değiştiriyor. Zaten bu tutum değişikliğini başarmak, önyargıyı ortadan kaldırmayı amaçlayanlar için nihai bir hedef. Örnek olarak, bir araştırmada katılımcılar, varsayımsal bir işçi grubuna ikramiye dağıtmakla görevlendirildiler. Bu varsayımsal gruptaki işçilerin fotoğrafları ve iş unvanları gösterildikten sonra katılımcılar, gruptaki her bir bireyin ne kadar ikramiye alması gerektiği hakkında karar verdiler. Bu işçi grubu sadece insanlardan oluşturulduğunda, katılımcılar ikramiye dağıtımı esnasında azınlık gruplara karşı ayrımcı davrandı. Ancak, bu grup hem insan hem robot işçilerden oluşturulduğunda, katılımcılar ırkları gözetmeden, eşit bir şekilde ikramiye dağıtımı yaptı.
Daha ayrıntılı olarak, işçi grubu sadece insanlardan oluşturulduğunda , katılımcıların siyahi çalışanlara, beyaz çalışanlara kıyasla yaklaşık olarak 4,67 dolar daha az ikramiye verdiği gözlemlendi. İşçi grubu hem insanlardan hem robotlardan oluşturulduğunda katılımcılar, hem siyahi hem beyaz çalışanlara aynı miktarlarda ikramiye dağıtımında bulundular. Irkçılıktan kaynaklanan maaş farklılıkları ortadan kalktı.
Robotlar cinsiyetçiliğe ortadan kaldırmaya yardımcı olabilir mi?
Bahsettiğimiz çalışmalar robotların ırk ayrımcılığından kaynaklanan maaş dağılımındaki farklılıkları ortadan kalkmasında yardımcı olabileceğini gösterse de; robotların, cinsiyetçilikten kaynaklanan maaş dağılımındaki eşitsizliğe etkileri belirsiz. Başyazar Joshua Conrad Jackson’a göre, makineleşme kadın ve erkek arasındaki benzerlikleri vurguladığı için, aynı şekilde cinsiyetçiliği azaltabilir. Ama başyazar bir konuda uyarıda bulunuyor: “Çoğu robot cinsiyetlendirilmiştir. Ve bu durum makineleşmenin cinsiyetçiliğin önüne geçmesini engelleyebilir. C-3PO’nun ırkını bilmiyoruz ama net bir şekilde erkek.“
Başka bir deyişle, bazı robotlar oluşturulurken cinsiyetlendirildiği fakat bir ırka mensup olmadıkları için, robotlar ırkçılığı azalttıkları gibi cinsiyetçiliği azaltamayabilirler. Hatta, UNESCO raporlarına göre Siri’nin ve Alexa’nın kadın seslerine sahip oluşu, cinsiyetçiliği azaltmak yerine problemli cinsiyet rollerini pekiştiriyor. Örnek olarak, “mütevazı” ve “yardımsever” bu popüler ses asistanları için en sık kullanılan sıfatlardı.
Bilgisayarlara cinsiyetlendirilmiş sesler ve insansı görünüşler veriliyor ki bize benzesinler. Fakat yeni araştırmalar gösteriyor ki aslında robot imal ederken tam zıddını yapmalıyız. Robotlarımız bizden belirgin bir şekilde farklı olmalı ki biz insanlara birbirimiz arasında benzerlikler bulmamız konusunda yardımcı olsunlar.