Salgın, yaşamı bildiğimiz gibi kesintiye uğrattı. İnsanlar (bireyler ve uluslar) şoka farklı tepkiler verdi. Günlük rutinlerimizi yönetmek ve değiştirmek için kısıtlamalar getirildiğinden, bunlar zor seçimler veya fedakârlıklar yapmamızı gerektiren kısıtlamalar olduğu için, hepimiz durumu anlamaya çalışmak zorunda kaldık. Kısıtlamalar azaltılmaya başlasa da değişen kurallara uyulmaya devam edilmesi gerekecek.
Geleceğe daha iyi hazırlanabilmek için neler yapabileceğimizi düşünmemiz gerekiyor. Özellikle çocuklarımızı, krizlere iyi yanıt verebilecek ve iyi ahlaki kararlar alabilecek becerilerle donatmalıyız.
Çocukların gelecekteki varoluşsal tehditlere yapıcı tepki vermelerine yardımcı olmanın bir yolu, onlara felsefe öğretmektir.
Çocukların gelecekteki varoluşsal tehditlere yapıcı tepki vermelerine yardımcı olmanın bir yolu, onlara felsefe öğretmektir. Belirsizlik karşısında etik karar verme ve mantıklı tartışmalara yardımcı olabilecek eleştirel düşünme becerileri, yaşamsal öneme sahiptir. Bunlar özellikle demokrasinin iyi çalışması için gereklidir. İyi kararları nasıl verebilir ve savunabiliriz? Felsefe buna yardımcı olabilir.
Soru sormak
Çocuklarla felsefeyi tartışmaya başlamak için en iyi yer, zaten merak ettikleri kendi soruları ve konularıdır. Çocuklar, pandemi ve özgürlüklerine ilişkin kısıtlamalarla ilgili sorular soruyorlar. Ebeveynler çocuklarına, neden okula gidemediklerini veya arkadaşlarıyla oynayamadıklarını, ellerini yıkamanın neden bu kadar önemli olduğunu ve neden diğerlerinden iki metre uzakta durmaları gerektiğini açıklamak zorunda kalıyor.
Özellikle bazı soruları cevaplamak felsefi ve etik düşünceleri içerir: herkesin toplumun en savunmasız üyelerini korumak için sıkıntı çekip çekmeyeceği ve insanların hastalanmasını durdurmak için özgürlüğümüzden ne kadar vazgeçmemiz gerektiği gibi. Çocuklar, bazı insanlar sosyal mesafe kurallarını göz ardı ediyorsa, diğerlerinin neden bu kuralları göz ardı etmemesi gerektiğini merak edebilirler.
Güç, özerklik, ahlaki karar verme ve değerlerle ilgili konuları düşünmek felsefenin merkezinde yer alır. Felsefe, çocukların ve gençlerin deneyimlerini anlamasına ve kendimizi bulduğumuz durumun sonuçlarını göz önünde bulundurmamıza yardımcı olabilecek araçlar sağlar.
Bu, çocukları yaşa uygun felsefi düşünceye dahil etmek için harika bir fırsattır. Bu fırsat, korona virüs hakkında çocuk dostu kitaplar ve hikayelerle değerlendirilebilir. Hikayeyi birlikte okuduktan sonra, çocukların kendi soruları alınır, ardından bu konuda diyalogu teşvik etmek için, açık, düşünceli bir soru seçilir. Tartışma endişe veya zarar gibi belirli kavramların açıklığa kavuşturulmasını içerebilir. Bir kavram oyunu oynanabilir, bu da çocukların bir kavramı, örnekler (örneğin, sevecen veya ilgisiz davranış) kullanarak tanımlamaları için eğlenceli bir yoldur. Bu, anahtar terimlerin tanımlanmasına ve ilgili etik fikirlerin araştırılmasına yardımcı olur.
Karantina altında yaşamlarımızı düşünmek için kullanabileceğimiz yararlı bir teori, filozof John Stuart Mill’in zarar ilkesi. Bu ilke, başkalarına zarar verilmedikçe bireysel özgürlüğün kısıtlanmaması gerektiğini anlatır. Bir salgın sırasında en olumsuz etkilenen insanların azınlıkta olmasına rağmen, herkesin özgürlüklerinden neden feragat ettiğini açıklayabilir. Böylece sadece ekonomik değerleri değil, etik değerleri de dikkate alır.
Ayrıca kaygı etiği uygulayabiliriz. Bu yaklaşım bizi tepkilerimizde şefkatli veya merhametli olmaya teşvik eder. Başkalarına nezaket gösterebileceğimizi ve toplum içinde topluluk ve aidiyet duygusunu nasıl güçlendirebileceğimizi düşünmemizi sağlar. Çocuklar, filozoflar tarafından iyi araştırılan konular olan kaygı, zarar, adalet ve dürüstlük gibi kavramlara aşinadır.
Kritik düşünce
Açık düşünme, bir durumu dikkatle değerlendirmeyi ve mantıklı olarak makul bir başlangıç noktasından (öncül) sağlam bir sonuca doğru ilerlemeyi içerir. Doğru karar verme, çeşitli olasılıkların dikkate alınmasını içerir.
Zor koşullarla uğraşırken karmaşık faktörleri tartmak kolay değildir. Ancak felsefe bize yardımcı olabilir. Felsefe çalışması, güçlü ve zayıf yanlarını tespit etmek için fikirleri çatıştırır.
Ancak önemli olan, sadece kazanmak için tartışmak değildir. Aynı zamanda kapsayıcı, merhametli ve saygılı olmanın yanı sıra, hakikat arayışını teşvik eden “erdemli düşmanlık” adı verilen bir fikir de vardır. Çocukların makul olmayı öğrenmelerini istiyoruz ama aynı zamanda etik olmalarını da istiyoruz. Onları, farklı bakış açılarını benimsemeleri için teşvik etmemiz çok önemli. Dünyaya tek bir pencereden bakmamalılar.
Okulda gençlere felsefe öğretimi, öğrencilerin başkalarının fikirleri üzerine kurdukları ve farklı bakış açılarını anlamaya çalıştıkları, tartışma yoluyla paylaşılan anlamı keşfetmeyi amaçlayabilir. Bu şekilde öğretilen felsefe, rekabetçi değil, işbirlikçi olabilir.
Yeni veya devam eden salgın hastalıklar, şiddetli hava koşulları ve küresel ısınma, siyasi kargaşa veya ekonomik istikrarsızlığın etkileri şeklinde gelecekteki kesintiler olasılığı ile, tüm çocuklar ileriki yaşamlarında felsefeden yararlanacaklardır.
Felsefe öğrenimi, özellikle gerekçeli tartışma, diyalog ve saygılı münazaralar, bizi yaşamsal önemi olan “eleştirel düşünme becerileri”yle donatır. Bu beceriler, şimdiki gibi belirsiz zamanlarda gereken problem çözmeyi ve etik karar vermeyi destekleyecektir.
Laura D’Olimpio: Birmingham Üniversitesi Eğitim Felsefesi Öğretim Üyesi
The Conversation’dan çeviri: Tanju Aşanel Düzeltme: Deniz Vural