NEDEN OKUNMALI? Helsinki yönetiminden sonra İsveçli Sosyal Demokratlar da NATO’ya katılmaktan yana olduklarını ilan etti. Finlandiya ve İsveç parlamentoları 16 Mayıs’ta konuyu görüştü. Moskova, planların “hata” olduğunu söyledi ve sonuçlar doğuracağı tehdidinde bulundu. Bir NATO üyesi olarak üyeliklere onay vermesi gereken Türkiye’nin de endişeleri var. Avrupa basını süreci değerlendiriyor.

Okuma süresi: 5 dakika

İkiyüzlülüğe Son!

İsveç’ten Expressen, İsveç solunun artık ülkenin açıkça Batı’ya ait olduğu gerçeğini kabullenmesi gerektiğine dikkat çekiyor: “İsveç bir daha asla, Doğu ve Batı arasındaki üçüncü bir konumda bulunmayacak. Artık bir yandan ABD’yle gizli askeri işbirlikleri yaparken, diğer yandan söylemlerimizle Amerikan karşıtlığına kapı araladığımız ikili bir oyunun içine girmeyeceğiz. Diğerleri gibi batılı bir ülke olacağız. Bu bahar birçoğumuz gizleme ihtiyacı hissetmeden sevinç yaşarken, sol bunun yasını tutacak.”

Putin’i Köşeye Sıkıştırmayın

Belçika’dan De Standaard, NATO’nun genişlemesinin Rusya tarafından yeni bir provokasyon olarak algılanabileceği konusunda uyarıyor: “Peki, Putin nükleer cephaneliğini kullanırsa, ne olacak? Böyle bir durumda NATO üyeliği pek koruma sağlayamaz. Putin’in şantajına boyun eğmek iyi bir fikir değil. (…) Fakat onu çok fazla köşeye sıkıştırmak da korkunç sonuçlar doğurabilir. En iyi ihtimal, Rusya’yla Ukrayna’nın müzakere edip diplomatik bir çözüme ulaşması. Putin ancak o zaman itibarını kaybetmeden geri çekilme emri verebilir. Finlandiya veya İsveç’in NATO’ya katılması halinde müdahalede bulunma tehdidini o kadar çok yineledi ki; bu gerçek olursa, kendi mantığına göre yapabileceği başka bir şey kalmayacak. Ancak bu, itibarını kaybetmeden geri çekilmeyi daha da zora sokmaktan başka bir işe yaramaz.”

Gerilimi Sınırlı Tutmak Mümkün

Moskova, iki İskandinav ülkesinin NATO’ya katılmasına yanıt olarak askeri bakımdan yapısal değişikliklere gideceğini duyurdu. Rusya’dan Iswestija yine de her iki tarafın ihtiyatlı adımlar atması umudunu koruyor: “[Finlandiya ve İsveç’in] yabancı askeri birlikleri hemen konuşlandırmamaları ve Rusya’ya yönelik açıkça durumu tırmandırıcı adımlar atmaktan kaçınmaları olası görünüyor. Bu tür ‘özel ilişkilere’ ilişkin örnekler daha önce de görülmüştü: Kendi topraklarında yabancı askerlerin bulunmasına hiç de sıcak bakmayan ve NATO’nun askeri yapılarında daha az aktif olan Fransa’yı düşünelim. Ya da her şeye rağmen silahlanma konusunda işbirliği yaptığımız Türkiye’nin kendine özgü tutumunu. Böyle bir senaryoda Rusya’nın da tepkisi daha ılımlı olacaktır.”

Ankara’yla Diyalog Yolu Arayın

Finlandiya’dan Ilta-Sanomat, Türkiye’yle görüşülerek direncin kırılabileceğini umuyor: “NATO ülkelerinin üyeliği mümkün olduğunca çabuk onaylaması Finlandiya’nın çıkarına olur. Bu konuda en büyük endişe kaynağıysa, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğine olumlu bakmadığını söylemiş olması. (…) NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, pazar günü Finlandiyalılara Türkiye’nin üyeliği veto etmeyeceğini açıkça belirttiğine dair güvence verdi. Ortada hâlâ engeller varsa, gerekirse ABD’nin de yardımıyla, Türk yönetimiyle barışçıl, öze ilişkin ve gerilimsiz bir diyalog yürütülmelidir.”

Uzlaşı Sağlanacaktır

İtalyan Corriere della Sera, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun üyelikle ilgili endişeleri yinelemiş olmasının bir engel teşkil etmemesi gerektiğine inanıyor: “Çavuşoğlu’nun eleştirisi özellikle, hafta sonunda hem AB hem de ABD tarafından terör örgütü olarak sınıflandırılan Kürdistan İşçi Partisi’nin (PKK) uluslararası bir buluşma gerçekleştireceği İsveç’e yönelikti. (…) Ancak Dışişleri Bakanı, Türkiye’nin NATO’nun açık kapı politikasını desteklediğini yineleyerek nihayetinde bir çözüm bulunabileceğini belirtti. Erdoğan’ın sözcüsü İbrahim Kalın da Türkiye’nin kapıları kapatmadığını ve konuya asıl olarak bir ‘ulusal güvenlik meselesi’ olarak yaklaştığını söyledi.”


Derleme: Tanju Aşanel Düzeltme: Deniz Vural


Bir Yorum Yazın