NEDEN OKUNMALI? Güney Afrika’nın başkenti Johannesburg’ta 24 Ağustos’ta tarihi bir gelişme oldu.
BRICS’e altı yeni üye katıldı. Zirvede, başvuran çok sayıda aday arasından altı yeni üyeyi birliğe dahil etme kararı verildi: Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, İran, Arjantin ve Etiyopya, 1 Ocak 2024 itibarıyla “Küresel Güney’i” temsil ettiğini öne süren ve artık BRICS+ adını alan devletler grubuna katılacak.
Genişleme dalgası sürecek. Sırada Türkiye’nin de yer aldığı 40 ülke var.
BRICS, dolara karşı yeni para birimi yerine, karşılıklı ticareti yerel para birimleriyle yapmanın peşinde.
Okuma süresi: 7 dakika
Güney Afrika’nın başkenti Johannesburg’ta 24 Ağustos’ta tarihi bir gelişme oldu.
BRICS’e altı yeni üye katıldı. Zirvede, başvuran çok sayıda aday arasından altı yeni üyeyi birliğe dahil etme kararı verildi: Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, İran, Arjantin ve Etiyopya, 1 Ocak 2024 itibarıyla “Küresel Güney’i” temsil ettiğini öne süren ve artık BRICS+ adını alan devletler grubuna katılacak.
Genişleme dalgası sürecek. Sırada Türkiye’nin de yer aldığı 40 ülke var.
BRICS, dolara karşı yeni para birimi yerine, karşılıklı ticareti yerel para birimleriyle yapmanın peşinde.
Artık BRICS+
– Dünya nüfusunun yüzde 46’sını
– Dünya ekonomisinin yüzde 29’unu,
– Dünyanın en büyük 10 petrol üreticisinden 6’sını,
– Dünyanın en büyük doğal rezervine sahip 10 ülkenin 5’ini,
– Dünya petrol üretiminin yüzde 43’ünü,
– Küresel yabancı yatırımların yüzde 22’sini
– Küresel ihracatın yüzde 25’ini
temsil eden bir blok oldu.
Peki, bu genişlemeyi nasıl değerlendirmek gerek?
Profilin Muğlaklaşması Pekin’e Yarıyor
Sinolog Andrei Smolyakov, The Insider‘da genişlemeden Çin’in kazançlı çıkacağını yazıyor:
“BRICS halihazırda parçalı ve dağınık bir blok ve geriye kalan birleştirici unsurları da yeni ülkelerin eklenmesiyle zarar görecek gibi duruyor. (…) Grubun az ya da çok ‘Batı karşıtı’ temeli sarsılmış oldu: Suudi Arabistan ve BAE hâlâ ABD’nin bölgedeki en önemli müttefikleri. (…) Zirve sonuçlarının Çin’e sağladığı faydalar dikkat çekici: BRICS’e ne kadar çok ülke katılırsa, grup içindeki dinamikler o kadar muğlaklaşıyor ve Pekin’in gayriresmi liderlik konumunu pekiştirmesi o kadar kolaylaşıyor. Çin bundan böyle yatırım programlarını ve dolayısıyla uluslararası nüfuzunu daha da ilerletebilir.”
Çin’in Hedefleri Gerçekçilikten Uzak
Le Monde genişleme konusunda iyimser değil:
Genişleme kararı, bunun en büyük savunucusu olan Çin Devlet Başkanı Şi Cinping için bir zafer. Ancak, on bir BRICS devletini ABD’yle rekabetinin bir aracı haline getirmek isterse, Hindistan’ın ve Brezilya’nın tepkisiyle karşılaşması kaçınılmaz. Grup Vladimir Putin’in desteğiyle, G7’ye ya da Batılı devletlerin ABD saflarındaki ittifak ağına karşı durabilecek bir ülkeler grubu oluşturmak istese dahi, İran, Güney Afrika, Brezilya ya da Çin gibi bu denli farklı siyasal sistemler arasında aynı tutarlılığı bulmakta zorlanacaktır. Dahası, üye sayısı arttıkça ortak payda da azalacaktır.”
Değişim İçin Güçlü Bir İstek Var
The Irish Times, BRICS’e yönelik akının AB’yi düşünmeye sevk etmesi gerektiğini söylüyor:
“Batı-Doğu, Kuzey-Güney veya liberal devletler-otoriter devletler arasındaki mevcut kutuplaşmanın anlamına odaklanmak yerine gücün nasıl dağıtıldığından memnuniyetsizlik duymak, genişleme kararından çıkarılması gereken çok daha önemli bir ders olmalı. (…) Toplantıya gözlemci olarak katılan 30’dan fazla devletin coşkulu tepkisi, yaygın bir değişim ve eylem olanaklarının araştırılması arzusunu ortaya koyuyor. Burada yeni bir dünya şekilleniyor. Ancak Avrupa Birliği ve üyeleri, kayda değer bir katılım göstermedi ve artık diplomatik çabalarını artırmaları gerekecek.”
Çıkış Yolu BM’de Reform
Lüksemburg’tan Tageblatt, çok kutuplu bir dünyada Birleşmiş Milletlerin yeniden önem kazanması gerektiği kanaatinde:
“Herkesin aynı masada oturduğu yer (…) yine Birleşmiş Milletler. (…) BM Güvenlik Konseyi ne zamandır dünyayı temsil etmekten uzak. İki eski sömürgeci güç Büyük Britanya ve Fransa daimi koltuğa sahipken, Latin Amerika ve Afrika’nın hâlâ böyle bir ayrıcalığı yok. Dahası, iki hasım kutup olarak bir yanda Rusya ve Çin, diğer yanda ABD, Güvenlik Konseyi’nin çalışmalarını felce uğratıyor. BRICS devletleri bloğunun güçlenmesi, nüfuz kaybına yol açacağı için Batı açısından endişe yaratıyor olabilir. Birleşmiş Milletlerde yapılacak bir reform, bu çıkmazdan bir çıkış yolu sunabilir.”
Dünya Düzeni İçin Yeni Bir İtici Güç
İspanya’dan El Periódico de Catalunya yeni bir küresel güç dengesinin oluştuğunu gözlemliyor:
“Hindistan genişlemenin kendi nüfuzunu zayıflatacağından endişe ediyordu ancak resmen başvuruda bulunan 23 üye arasından yeni üyelerin seçilmesiyle ağırlığı iyice netlik kazandı. Küresel Güney’e liderlik etmeyi hedefleyen Yeni Delhi için, grubun Pekin’in hakimiyetinde olmaması hayli önemli. Zirvede kaydedilen ilerleme umulduğu kadar büyük olmasa da birbirinden çok farklı ülke ve ekonomilerden oluşan bu gruplaşma, şüphesiz kendini uluslararası alanda kabul ettirmeyi şimdiden başardı ve artık ciddi bir meydan okuma teşkil ediyor. (…) Küreselleşme krizinin ortasında BRICS grubu, dünya düzenine ve çok kutupluluğa yeni bir ivme kazandırıyor.”
Alternatif Para Kaynağı Çıktı
Fransız La Tribune, BRICS’in büyümesinin, gelişmekte olan ülkelere kalkınma işbirliği alanında yeni bakış açıları kazandırdığının altını çiziyor:
“Bunun tarihsel bir dönüm noktası olup olmadığını ileride göreceğiz. Ancak 22 yıl önce beş üyeyle kurulan BRICS grubu, üye sayısını 11’e çıkararak önemli bir kilometre taşına ulaştı. (…) [Bu] diğer üç üye Hindistan, Brezilya ve Güney Afrika’ya lafını geçiren Pekin ve Moskova için bir zafer. Gelişmekte olan ülkeler, bu sayede kalkınma finansmanı için, Dünya Bankası ya da Uluslararası Para Fonu dışında başka bir kapıyı çalabileceklerini görmüş oldu.”
Top Artık Rusya’da
Letonya’dan Diena, Kremlin BRICS+’ya damgasını vurmadığı sürece, henüz Batı karşıtı büyük bir ittifakın doğacağına inanmıyor:
“Zirvenin Batılı ülkeler açısından ilk sonucu şu oldu: Bu zirvenin jeopolitik bir dönüm noktası ya da çoğulcu ve apaçık Batı karşıtı bir birliğin tohumlarının atılacağı bir etkinlik olacağı endişesi abartılıymış. (…) Tek sorun, tüm bunların yalnızca şimdilik öyle görünmesi; zira yeni üyelerin katılım sürecinin eşgüdüm sorumluluğunun da üstlenileceği bir sonraki BRICS+ dönem başkanlığı Rusya’da olacak. Ve oradaki atmosfer Güney Afrika’dakinden farklı olduğundan, bir yıl sonra Kazan’da yapılacak BRICS+ zirvesinin de çok farklı geçmesi hayli olası.”
Tarihi Adım: BRICS 11 Oldu, Türkiye de Sırada
Duvar internet sitesindeki köşesinde Levent Gürses, önümüzdeki günlerde üyelik başvurusunda bulunan 23 ülke arasında bulunmamasına rağmen Türkiye’nin de genişlemeye dahil olacağını düşünüyor.
“Şimdilik BRICS 11 diyoruz. Küresel Güney, Küresel Çoğunluk ya da Küresel Dünya gibi öneriler var. Şimdilik; çünkü katılmak için uzun bir kuyruk var. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 40 ülkeden söz ediliyor. Bu ülkelerden 23’ü resmi başvuru yaptı. Türkiye, resmi bir başvuru yapmadı, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından davet edildi. Türkiye’nin de BRICS’e sıcak baktığı biliniyor. (…) Bölgesel olarak bakacak olursak; Hindistan ve Çin, Asya’yı tam güç temsil ediyor. Brezilya, Arjantin’in katılımı için stratejik olarak lobi faaliyeti yürüttü ve Güney Amerika’dan iki temsilci oldu. Ortadoğu; İran, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır’la temsil ediliyor. İki büyük petrol üreticisi; İran ve Suudi Arabistan’ın yer alması küresel siyasi ve ekonomik dengelerde önemli değişimlere yol açabilir. Afrika’ya da Güney Afrika’nın yanına kıtanın yükselen yıldızı, en hızlı büyüyen ekonomisi Etiyopya eklendi.”
BRICS NEDİR?
Birlik, 2006 yılında Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’in aralarında olduğu dört ülkenin bir araya gelmesiyle kuruldu ve BRIC ismini aldı.
2010 yılında Güney Afrika’nın katılımıyla birliğin adı, BRICS olarak değişti.
BRICS , hem IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası finans kurumlarındaki yerleşmiş yapıyı geliştirmeyi, hem de gelişmekte olan ekonomilere daha fazla “temsil ve söz hakkı verilmesini” sağlamayı amaçlıyor.
Birliğin halihazırdaki 6 üyesinin toplam nüfusu 3 milyar 240 milyon kişiye yakın. Ekonomik büyüklüklerinin toplamı da 26 trilyon dolara karşılık geliyor. Bu da dünya ekonomisinin yüzde 26’sını oluşturuyor.
Atlantik Konseyi isimli ABD’li düşünce kuruluşuna göre, BRICS ülkelerinin Uluslararası Para Fonunda (IMF) yüzde 15’lik bir oy hakkı bulunuyor.
2014 yılında BRICS ülkeleri, gelişen ülkelerdeki kalkınma projelerine kredi sağlamak amacıyla, 250 milyar dolarlık sermayeyle Yeni Kalkınma Bankasını (NBD) kurdu.
Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi BRICS’e üye olmayan ülkeler de Yeni Kalkınma Bankasına katıldı.