NEDEN OKUNMALI? Seyahatin neşesi ve coşkusu geri dönecek mi? Kovid-19 salgını sırasında seyahat endüstrisi tarafından alınan dersleri ve dünyada kovid-19 sonrasını ele alırken, seyahatin nasıl farklı olabileceğini Kanada McGill Üniversitesi öğretim görevlisi ve Küresel Havacılık Liderlik Programı Koordinatörü John Gradek değerlendiriyor.

Okuma süresi: 3 dakika

Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA), 2019’un sonlarında “Havayolu Endüstrisinin Ekonomik Performansı” raporunu yayınladı. Bu rapora göre 2020’de küresel hava trafiği talebinde %4,1 büyüme tahmini ve Kuzey Amerika havayolları için 16,5 milyar dolar net vergi sonrası kar öngörülüyordu.

Seyahat endüstrisi danışmanlık firmaları, oteller, gemi seyahatleri ve havayolu dahil, seyahatin tüm ana bileşenlerinde büyümenin devam edeceğini öngörüyorlardı. Yolculuk için hava güneşliydi ama ufukta birkaç bulut vardı.

2020 yazına doğru hızla ilerlerken IATA, 84 milyar Amerikan doları tutarında küresel bir kayıp öngörerek, ticari havacılık tarihindeki en kötü finansal performansı tahmin ediyordu. Havayollarını donanım ve hizmetleriyle destekleyen havacılık endüstrisi, 2020’nin şimdiye kadar görülen en büyük kriz olduğunu açıkladı.

Değişiklikler Kalıcı mı?

Kovid-19 salgını sırasında seyahat endüstrisi tarafından alınan dersleri ve dünyada kovid-19 sonrasını ele alırken, seyahatin nasıl farklı olabileceğini gözden geçirelim:

Kovid-19 salgınının yayılmasından bu yana geçen altı ayda, seyahat önlemleri önemli ölçüde gelişti. Yolcu ve tesis hijyeni ve sanitasyon alanında bir dizi mevcut girişim, muhtemelen salgın sonrası yürürlükte kalacak.

Bu arada yolcu gemisi operatörlerinin sıkıntıları, yolcular kapalı alanlarda seyahat etmeye temkinli oldukları sürece devam edecek.

Halk sağlığı yetkilileri, kovid-19’un yayılmasını kontrol etmenin anahtarı olan ve her biri seyahatin cazibesini etkileyen üç toplumsal uygulama belirlediler: iki metrelik sosyal mesafe, sık ve yoğun el yıkama, kapalı alanlarda maske kullanımı.

Günümüz ticari uçaklarında seyahat ederken, asgari sosyal mesafenin sürdürülemeyeceği genel olarak kabul edilmekle birlikte, Air Canada da dahil olmak üzere bazı firmalar, her yolcunun yanında boş bir koltuk bırakma politikasını benimsedi.

Boş orta koltuklar

Bu girişim, hem halk sağlığı görevlilerinin hem de hava taşımacılığı yöneticilerinin ve derneklerin dikkatini çekti ve bir Amerikan meclis üyesinin uçuşlarda boş orta koltukları düzenleme önerisiyle sonuçlandı. Havayolu yöneticileri, uçaklardaki kalabalığı hafifletme girişiminin, ciddi bir mali yük getireceğini vurguladılar.

Ayrıca yetkililer tarafından, kovid-19’un yayılmasını azaltmak için, daha yüksek düzeyde virüs vakası bulunan bölgelerden gelen yolculara karantina uygulanıyor.

Bu karantinalar eyaletler veya iller arasında ülke içi seyahat yasaklarından, yüksek riskli bölgelerden gelen yolcular için uygulanan ulusal karantinalara kadar değişkenlik gösteriyor. Tipik karantina hükümleri yedi ila 14 günden kendi kendini tecrit etme yöntemleri arasında değişebiliyor ve bazı yetkililer kişisel izleme sistemleri aracılığıyla sıkı bir takip uyguluyor.

Halk sağlığı uzmanlarının desteğindeki “Travelers’ Health” karantina uygulamalarına geri dönülmesini savunuyor. ABD’de Anthony Fauci de dahil olmak üzere pek çok üst solunum yolu uzmanının, uçak seyahatlerinden kaçınılması hakkındaki tavsiyeleri endişelere yol açtı. Dünya kovid-19 salgınlarının ilk dalgasıyla ve bazı yerlerde ikinci dalgasıyla boğuşmaya devam ederken, halk sağlığı yetkilileri ve havayolu yöneticileri arasındaki tartışma şüphesiz gergin kalacak.

“Seyahat balonları”

Seyahat endüstrisinin hava yolculuğu ve turizme yeniden başlamak için ilk adımlar olarak önerdiği “seyahat balonları” ve “korona koridorları”nın denenmesine giderek daha çok ülke sıcak bakıyor. Bu önlemler, zorunlu olmayan geziler için komşu bölgelerle, varışta karantinaya alınmadan seyahat etmeyi sağlayan anlaşmaları içeriyor.

Ancak kovid-19’un yeniden canlanması ve ardından İspanya dahil olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerinde karantina uygulamalarının yeniden başlaması göz önüne alındığında, bu tür çabaların kısa ömürlü olma riski halen var.

Küresel bağlantılı ve etkili bir “temas izleme platformu” geliştirme ihtiyacı gündeme getirildi ancak yalnızca tartışma aşamasında kaldı. Kişisel bilgilerin korunması ve konum verilerinin açıklanması gibi konular, bazı ülkelerde kişisel gizliliğin ihlali endişelerine yol açtı.

Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) birkaç veri paylaşım uygulaması önerdi ama BM’den geri döndü.

IATA, hava hizmetlerinin kademeli olarak geri dönüşü için bir dizi kılavuz hazırladı.

Halk sağlığı yetkilileri ve seyahat endüstrisi yöneticileri arasında, kovid-19 aşısı küresel olarak etkin bir şekilde uygulanana kadar, seyahat endüstrisindeki durgunluğun devam edeceği yönünde fikir birliği var.

Endüstri aşıya kadar ayakta kalacak mı?

Bir aşının uygulanmaya başlaması ne kadar sürer ve seyahat endüstrisi o zamana kadar hayatta kalabilir mi?

Aşı beklerken seyahat endüstrisinin hayatta kalmasını sağlamak için hükümetler nasıl bir rol oynamalı?

Halk sağlığı baskısı, kişisel temas hareketlerini ve bilgileri paylaşma konusundaki suskunluğun üstesinden gelmek için yeterli olacak mı?

Dünya kovid-19 aşısına ve nihayetinde virüsün kontrolüne doğru yol aldıkça, seyahat endüstrisi seyahat eden insanların mevcut güvenlik ve hijyen girişimlerinin birçoğunu sürdürme talepleriyle karşılaşacak.

Temizlik ve sanitasyon norm haline gelecek. Temassız etkileşimler artacak ve teknoloji insan etkileşimini azaltacak.

Seyahatin neşesi ve coşkusu geri dönecek mi? Evet; ancak, güvenli seyahat üzerine inşa edilmiş yeni bir değer önerisiyle. 11 Eylül’den sonra güvenlik taramasıyla hava yolculuğunun değişmesi gibi, kovid-19 da güvenli ve temiz bir seyahat deneyimi taleplerimizi değiştirecek.


John Gradek / McGill Üniversitesi öğretim görevlisi ve Küresel Havacılık Liderlik Programı Koordinatörü


The Conversationdan çeviren: Tanju Aşanel Düzeltme: Deniz Vural


Bir Yorum Yazın