NEDEN OKUNMALI? Netflix yapımı Don’t Look Up’ta iki bilim insanı, Dünya’ya doğru hızla yaklaşan bir asteroit hakkında insanlığı uyarıyor; ancak neredeyse hiç kimse onları dinlemiyor. Pek çok eleştirmen, yıldızlarla dolu kara komedi için, iklim krizine dair kaba bir anlatı yorumunda bulundu. Avrupa basınına göreyse film, hedefi on ikiden vurdu.

Okuma süresi: 5 dakika


Konunun Önemi Estetikten Önce Gelir

Pek çok film eleştirmeninin şikayet ettiği gibi Der Spiegel de konunun hayli kabaca işlendiğini, ancak bunun pek de önemli olmadığını düşünüyor: “Dünyanın bu filme ihtiyacı var. Ve aynı şeyi vurgulayan mümkün olduğunca çok yıldız oyunculu, mümkün olduğunca kolay anlaşılır, mümkün olduğunca sert başka birçok filme de. Eğlendiren ama zarif de olmayan. Çünkü bir film dünyanın felakete sürüklendiğini hayli kaba bir şekilde ortaya koyuyor ve bu sürükleniş de gerçeğe tekabül ediyorsa, estetik bir itiraz getirilebilir; ancak seyirci açısından işe yarıyorsa, bu sorun olmaz. Üzgünüm ama dünyanın geleceği söz konusu olduğunda, konunun önemi, estetik veya zarafetten önce gelir.”

Gerçek Hayatın Bir Alegorisi

Kıbrıs Rum Kesimi’nden Phileleftheros‘a göre Korona krizi filmin haklı olduğunu kanıtlıyor: “Senaryo yaşadığımız zamanın nabzını tutuyor. (…) Ve geçmişte felaketler karşısında birlikte hareket edip çözüm arayabileceğimizden şüphesi olanlar, aradığı cevabı küresel salgınla başa çıkış şeklimizde bulabilirler. (…) Film bir alegori. Salgından, iklim değişikliğinden ya da bizi mahvedebilecek herhangi bir şeyden bahsediyor olsak da işin özü aynı. Başarılı olma şansımız zayıf. Don’t Look Up‘taki gibi, dünyanın sonu burnumuzun ucundayken biz birbirimizle kavgaya tutuşuyoruz.”


Yardım Ancak Göklerden Gelebilir

Magyar Hírlap’a göre filmin içerdiği nihilizm çirkin ama yerinde: “Filmi tam da bu nedenle izlemeli. Maalesef gerçek bir bulguya dayanarak, yanlış ve yıkıcı bir şekilde insanlığın tüm varoluşunun amaçsız ve manasız olduğu ve bu yüzden de herhangi bir şeye inanmanın ya da herhangi bir beklentiye sahip olmanın boş umut olacağı fikrini uyandırıyor. (…) Karanlığa ve yalanlara itilmiş bir dünya üzerine karanlık ve yalancı bir film. Gökyüzüne dön yüzünü ey insanlık!”


Film, İklim Değişikliği Konusunda Bir Şeyler Yapılmasına Yardımcı Oluyorsa, Eleştirel İtirazlar Önemsizdir

The Guardian’dan Peter Bradshaw, “Adam McKay’in zahmetli hicvi, yaklaşan kuyruklu yıldız felaketine karşı siyasal kayıtsızlığa meydan okuyor ancak komediyi kaçırıyor,” diyor ama “Film, iklim değişikliği konusunda bir şeyler yapılmasına yardımcı oluyorsa, eleştirel itirazlar önemsizdir,” diye de ekliyor:“Uzun zamandır filmlerin zamanımızın en yaşamsal sorunuyla (iklim kriziyle) ilgilenmediğinden şikâyet ediyordum. Belki de tam olarak bunu yapan biri ortaya çıktığında sevinmemek, benim için kaba bir davranış.(…) Kuyruklu yıldız iklim felaketini temsil ediyor ancak sorun metafor değil. Küresel ısınmanın açık tehlikesi, onu bize doğru gelen ‘Uluru’ büyüklüğünde yanan bir kaya yığınıyla karşılaştırmanın artık o kadar da zor olmadığı anlamına geliyor. (…) Bu film, başlığında ima edilen o ters-vertigo moduyla daha inandırıcı bir şey yapabilirdi: Başımıza gelenlerle ilgili o korku ve irade körlüğü. Ancak film, iklim değişikliği konusunda bir şeyler yapılmasına yardımcı oluyorsa, bu tür eleştirel itirazlar önemsizdir.”


Derleme ve çeviri: Tanju Aşanel Düzeltme: Deniz Vural


Bir Yorum Yazın