Uzmanlar, dünyayı derinden etkileyen yeni korona virüsüne bağlı Kovid-19 “pandemisi” sonrası yer kürede yeni bir yaşam algısının şekillenebileceğine ilişkin tartışmalar yürütüyor.
The Guardian’da yayımlanan makalede, Paris Üniversitesinde felsefe ve tarih profesörü olan Justin E.H. Smith, korona virüs salgını nedeniyle yaşanan trajediyi göz ardı etmeden, toplumların pek çok alışkanlığı askıya almasının, bir tür kurtuluş olduğunu öne sürdü.
Profesör Smith, “Mart 2020 öncesinde herkese asılsız gelen salgın, bir noktadan sonra modayı, ideolojileri ve farklı dünya görüşlerini adeta yok etti,” ifadesini kullandı.
İnsanlar yeni kararlar almaya başladı
Sosyal izolasyonun sanıldığı gibi kötü sonuçlar doğurmayabileceğini düşünen Smith, insanların evlerine kapandığı süreçte, yaşantılarını yeniden değerlendirmeye başladıklarını ve üretken hale gelebileceklerini öne sürüyor. Yakın çevresinin ve meslektaşlarının özel yaşantılarını inceleyen Smith, karantina döneminde insanların yeni kararlar almaya başladıklarını, istemedikleri kişilerle ilişkilerini daha rahat sonlandırdıklarını gözlemliyor.
Bazı arkadaşlarının, “Marka eşyaya ihtiyacım yok” diyerek, lüks tüketim alışkanlıklarından kurtulduğunu, bazılarınınsa, psikolojik sorunlarını bu süreçte tedavi etmeye çalıştığını söyleyen profesör Smith, Kovid-19’un sosyal mesafe önlemlerinin, yabancı düşmanlığı ve ırkçılık gibi “ayrımcı” yaklaşımların önüne geçtiğini vurguluyor.
Bizi sarsacak böyle bir değişime ihtiyacımız vardı
İnsanların pandemiyle duygusal olarak nasıl başa çıkacağını değerlendiren Harvard Üniversitesi psikoloji bölümünden Dr. Susan David, “Yaşanan sağlık krizinin üzücü sonuçları olabilir. Stresle veya travmalarla mücadele eden insanlar, bu süreçten gelişerek ve güçlenerek çıkacaklardır,” ifadesini kullanıyor.
“Hayatımız inisiyatifimizin dışına çıktı,” diyen Dr. David şunları söyledi: “Alışkanlıklarımız ve rutinimiz salgından ciddi şekilde etkilendi. Bireyler, marka, terfi ya da statü beklentileri nedeniyle kendileriyle bütünleşme imkanı bulamıyordu. Bizi sarsacak böylesi bir değişime ihtiyacımız vardı.”
Susan David, kendileriyle baş başa kalan insanların, bir zamanlar hayatlarında önemli olan alışkanlıklarını aşarak, insancıl ve naif yönlerini keşfetmeye başladıklarını ifade etti.
Geçmiş alışkanlıklar yeniden gözden geçirilecek
Pandeminin kalıcı ekonomik etkileri üzerine çalışmalar başlatan ve tüketici davranışlarını inceleyen Canvas8 şirketinin yöneticisi Alex Quicho, “post-pandemik” dönemin alışkanlıklarının dünyayı nasıl değiştireceği üzerine araştırmalar yapıyor.
Karantina koşullarının yarattığı günlük rutin ve kısıtlamalar nedeniyle, bireylerin kendilerini yeniden yapılandırdığını söyleyen Quicho, “İnsanlar, virüsün sevdiklerini etkilemesi nedeniyle yaşadıkları üzüntüden ve tecrit atmosferinden kurtulmak için, küçük eğlencelerin peşine düşecek,” diyor. Bu noktada pek çok alışkanlığın değişeceğini söyleyen Quicho, “Birçok alışkanlık kaybolacak, örneğin insanlar alışveriş dürtüsünü dizginleyecek. Günlük kahve ve sigara tüketme isteğinin yeriniyse, uzun yürüyüşler alacak,” ifadelerini kullandı.
İnsanların lüks alışverişten vazgeçmeye başladıklarını belirten Quicho, kendileriyle baş başa kalan kişilerin lüks ürünlerin gereksiz olduğunu dair yeni bir yaklaşım içinde olduklarını söyledi.
Lüks tüketim yüzde 61 oranında azaldı
Son pazar araştırmaları da Quicho’nun sözünü doğrular nitelikte. Ankete katılanların %61’i sosyal izolasyon döneminde lüks tüketimi azaltmış veya siparişlerini iptal ettirmiş. Katılımcıların %21’lik kesimiyse, salgın sonrasında da lüks tüketime yönelmeyeceklerini açıklamış.