NEDEN OKUNMALI? Brexit karmaşası, küresel salgın, skandallar: Büyük Britanya’da Muhafazakâr Parti milletvekilleri, Haziran ayındaki güven oylamasından kıl payı kurtulan başbakanları Boris Johnson’a yönelik sadakatlerini uzun süre korumuştu. Ancak çok sayıda bakan ve kabine üyesinin istifalarının ardından Johnson, Muhafazakâr Parti başkanlığından istifa etti. Başbakanlık göreviniyse sonbahara kadar sürdürmeyi planlıyor. Avrupa basınında hararetli yorumlar var.
Okuma süresi: 6 dakika
Lütfen Başbakanlıktan da Derhal İstifa Edin
The Daily Telegraph, Boris Johnson’ın geçici olarak başbakanlığa devam etmek istemesini kabul edilemez buluyor:
“Hükümet, enflasyonun hızla arttığı bir dönemde, kamu sektöründe ücretlerin belirlenmesi gibi pek çok önemli zorluk ve kararla karşı karşıya. Üstelik grevlerle geçecek bir yaz tehdidi de var. Boris Johnson’ın bu sorunları acilen çözmek için gereken otoriteye sahip olduğuna cidden inanılıyor mu? (…) Johnson, hükümetin acilen ele alması gereken sorunlar olduğunu söylerken haklıydı. Bu nedenle, liderin halefi kim olacak meselesi haftalar (hele aylar asla değil), günler içinde netleştirilmeli.”
Çünkü Ne Yaptıklarını Biliyorlardı
İsveç’ten Aftonbladet başyazarı Susanna Kierkegaard, istifa sürecinde yaşananlara öfkeli:
“Muhafazakâr Parti, Boris Johnson’ın iktidara gelmek için her şeyi yapmaya hazır bir yalancı olduğunu biliyordu. (…) Onu yine de liderleri olarak seçtiler, Boris Johnson’dan faydalanmak istediler. Şimdi de bunun sonuçlarına katlanmayı reddediyorlar. Boris Johnson’ın yaptıklarını önemsizleştirmek gibi bir niyetim yok. (…) Kendi çıkardıkları yasalara uymak zorunda olmadıklarını düşünen siyasetçilerden bıktım. (…) Ama oportünist davranarak kendilerine despot liderler seçen ve sonra rüzgâr biraz tersine estiğinde pişman olan partilerden de sıkıldım.”
Sırada Son Yanlışı Var
İspanya’dan ABC, son bir skandal daha yaşanmasını bekliyor:
“Hatalarının en sonuncusu, kendi partisindeki arkadaşlarının onu Downing Street’ten çıkmaya zorlaması olacaktır. Şu anki koşullar altında bile, görevde kalabilmek için tüm siyaset anlayışı ve görgü kurallarını görmezden gelmeyi tercih ediyor. (…) Johnson, kimsenin gölgesinde kalmasın diye, etrafını kendisinden daha yetenekli kişiliklerle doldurmasıyla bilinen bir kişi olmadı asla. Ancak böyle bir iktidar çevresinde bile, başbakanın iflah olmaz tutumundakinden daha fazla siyasi haysiyete rastlanabilir.”
Daha Fazla Sağduyu Arzusu
Alman Tagesschau.de, Büyük Britanya’da popülizme son verilmesini ümit ediyor:
“Artık yeniden daha makul ve daha az yıkıcı bir şekilde yönetilme arzusu bilimsel olarak bile kanıtlanabilir. Büyük Britanyalılar, elinde flaması ve dağınık saçlarıyla ipten aşağı kayan bir başbakandan bıktı artık. Kendimizi kandırmayalım, halefi de muhtemelen muhafazakârların temel rotasından sapmayacaktır: kısıtlayıcı bir mülteci politikası ve Brexit. Ancak daha iyi bir ekonomi politikasına sahip olunması ve Kuzey İrlanda Protokolü müzakerelerinin daha kolay yürütülebileceği bir muhatap çıkması yönünde fırsatlar var. Sıkıcı siyasetçiler bazen o kadar da kötü değildirler.”
Ukraynalılar Onu Özleyecek
Financial Times, Johnson’ın nadir başarılarından birinin Ukrayna politikası olduğunu söylüyor:
“Johnson’ın gerçekten özleneceği tek yabancı başkent Kiev olacak. Başbakan liderliğindeki Büyük Britanya hükümeti, Batılı hükümetler arasında Ukrayna’nın hem diplomatik hem de askeri olarak en güçlü destekçilerinden biriydi. Johnson son haftalarda, Ukrayna’da kendi memleketinde olduğundan çok daha mutlu görünüyordu. Büyük Britanya’nın Ukrayna’ya verdiği sağlam destek, iç politikada partiler üstü ve istikrarlı bir mutabakatı yansıtıyor. Bir sonraki başbakan kim olursa olsun, bu tutumun sürdürüleceği neredeyse kesin.”
Avrupa’nın Johnson’a Her Zamankinden Çok İhtiyacı Var
İsviçre’den Blick gazetesine göre, başka hiçbir politikacı Büyük Britanya Başbakanı kadar Putin’e haddini bildiremiyor:
“Johnson pek çok şey yaptı. (…) Ancak bu iç siyasi çalkantılar dikkatleri dağıtmamalı: Avrupa’nın Johnson’a her zamankinden daha fazla ihtiyacı var. Dünyada hiçbir politikacı (Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy hariç) Putin’e daha açık bir şekilde kafa tutamadı. (…) Rakipleri, Johnson’ın başbakandan ziyade bir soytarı olduğunu söylüyor. Olabilir. Göz ardı ettikleri husus, şu anda Kremlin’i bir nebze dizginlemek konusunda ciddi olanların, Johnson veya eski komedyen Zelenskiy gibi soytarılar olduğudur. Dünyanın onlara çok ihtiyacı var. Moskova’daki acımasız hayvan terbiyecisinin gösterisini bozmaya gerçekten istekli görünen bir tek onlar.”
Sabırlar Tükendi
Finlandiya’dan Ilta-Sanomat’a göre Büyük Britanyalıların artık canına yetti:
“Son aylarda Johnson, Ukrayna meselesindeki taviz vermez tavrından dolayı övülmüştü. Johnson’ın sorunu, Büyük Britanya’daki seçimlerde Ukraynalıların oy kullanmayacak olması. Johnson’ın ülke içindeki muhalifleri, onun savaşla yalnızca imajını parlatmaya çalıştığını iddia ediyor. Şimdiye değin Johnson, sebep olduğu skandalları aldırmaz bir hoyratlıkla atlatmayı bilmişti. Büyük Britanyalılar, yüzünde gülümsemeyle bir skandaldan diğerine yuvarlanan başbakanlarına hep anlayış göstermişti. Ama artık sabırları tükendi.”
Yılmak Bilmiyor
Tüm aksiliklere rağmen Boris Johnson asla istifa etme niyetinde değildi, diyor Hırvat Jutarnji list:
“Johnson şu anda başbakanlığı boyunca yaşadığı en kötü yönetim kriziyle boğuşuyor. You-Gov’un 3.000 katılımcıyla gerçekleştirdiği bir kısa ankete göre, on Büyük Britanyalıdan yedisi Johnson’ın istifa etmesi gerektiğini düşünüyor. Johnson yine de parlamento üyelerine başbakan olarak kalmayı planladığını söyledi. (…) Muhafazakârların en büyük korkusu, Johnson’ın yerine başka biri (şimdi) geçerse, parti ve halkın güveni açısından bunun daha da yıkıcı sonuçlar doğuracak olması.”
Oyun Bitti
The Times, Başbakan’ın partisinin ve halkın güvenini kaybettiği sonucuna varıyor:
“Johnson’ın, uğradığı otorite kaybından kurtulup ülkeyi bu denli akut bir kriz zamanında gerektiği gibi etkin bir şekilde yönetebilmesi mümkün görünmüyor. (…) Görevde kalmaya devam ettiği her gün, kaos duygusunu derinleştiriyor. Ülkenin iyiliği için gitmeli. Johnson’ı bu duruma getiren, tüm kariyerine yön veren aynı karakter kusurları: sürekli yalan söylemesi ve kamusal alanda zorunlu olan kural ve gelenekleri bariz şekilde hiçe sayması.”
Neden Bu Kadar Geç?
The Guardian, iki bakanın Johnson’a ancak şimdi sırt çevirmiş olmasının niyetleri konusunda şüphe uyandırdığını söylüyor:
“Kabinenin tüm bakanlarının, hükümetin itaatkâr üyelerinin ve arka sıralarda yükselmeyi bekleyen muhafazakârların Boris Johnson’ın katiyen kabul edilemez davranışlarını defalarca savunmuş olması dikkate alındığında, sarf ettikleri dindar laflar içi boş ifadelere dönüşüyor. (…) İlkesel nedenlerle istifa eden iki bakan (ki muhtemelen istifaların devamı gelecek) o kadar çok müsamaha gösterdi ki istifaların nedeninin ahlaki ilkeler değil, siyasi hesaplar olduğu izlenimi doğdu.”
Monarşik Yönetimler Artık Yetti!
Hollanda’dan De Volkskrant, Johnson’ın yönetim tarzından kendi partisine bile bıkkınlık geldiğini düşünüyor:
“Başbakan’ın çalışma arkadaşı Pincher’ı bu kadar uzun süre savunması, onun yönetim tarzının alameti farikası. Johnson, etrafındakilerden sadakat talep ediyor, zira kendisi de başları belaya girdiğinde onlara sadık kalıyor. Yönetim tarzı, bizzat mahkeme tarafından da otokratik bir kralınkiyle kıyaslanmıştı. Üstelik eski bir gazeteci olan Johnson, medya baskısına boyun eğmeme eğiliminde. Yalnızca başka seçeneği kalmadığında pes ediyor. İki bakanın istifası, Johnson’un üzerindeki baskıyı artıracak.”